KISKANÇLIK VE KARDEŞ REKABETİ
Kıskançlık; öfke, korku, güvensizlik ve anksiyetenin karışımı bir duygudur. Sevginin kaybedileceğine dair gerçek ya da hayali korkulardan kaynaklanır. Çocuklar bazen ebeveynlerini, kız ya da erkek kardeşlerini ya da yakın arkadaşlarını kıskanırlar. Anne-babalar, bazı kıskançlıkları eve yeni bir bebek geldiğinde gözlemlerler.
Yeni bir kardeşle karşılaşan bir çocuk sıklıkla bütün ailenin sevgi ve ilgisinin yeni gelen bebeğe sarf edileceğinden korku duyar. 3-4 yaşındaki çocuklar, bu türden duygulara daha açık olabilirler. “Bebekten hoşlanmadım! Neden onu hastaneye geri götürmüyorsunuz?” biçiminde tepki verebilirler. Bazı çocuklar bu duygularından ötürü suçluluk hissederek bunu bebeği sürekli öpüp ona sarılarak saklamaya çalışırlar.
Psikologlar, kardeş kıskançlığından bahsettikleri zaman çocukların ailenin çekmek amacıyla rekabete girmelerini kastederler. Belli bir ölçüde rekabet aile içinde normaldir. Eğer rekabet çok uç noktadaysa aile içinde huzursuzluk yaratır.
Aileler kıskançlık ve kardeş rekabeti ile nasıl başa çıkabilirler?
- Aileler için en önemli hedef çocukların birbirlerinden hoşlanması olmalıdır. Bu hedefi akıllarından çıkarmamaları kıskançlık konusunda ailelere yardımcı olacaktır.
- Ortaya çıkacak kıskançlıklar için uyanık olmak ve bu gerçeği kabullenmek gerekir.
- Aile, çocuğu kardeşin dünyaya gelişi için hazırlamalıdır. Bu şekilde bebeğin gelişi bir şok haline gelmez. 3-4 yaşındaki çocuklar daha küçük olanlara kıyasla ailelerin açıklamalarını daha iyi anlayabilirler. “Birlikte oynayabileceğin yeni bir kız ya da erkek kardeşin olacak.” demek pek de iyi bir fikir değildir. “Yeni bebek; yemek uyumak ve ağlamak dışında başka hiçbir iş yapamaz.” demek daha gerçekçidir.
- Bazı hastaneler ve doğum merkezleri doğumdan kısa bir süre sonra, bazen aynı gün annenin ve bebeğin eve gitmelerine izin verirler. Bazılarıysa çocuğun anneyi ve bebeği hastane odasında ziyaret etmesine olanak tanırlar. Bu şekilde anneden daha kısa bir süre ayrı kalma çocuğun kıskançlık duygularının giderilmesine yardımcı olur.
- Bazı 3-4 yaş çocukları yeni bebeğin bakımına yardımcı olabilirler. Bebek pusetini itebilir, banyosuna yardımcı olabilir, ayağında sallayabilir ve belki daha fazlasını yapabilir. Yardımcı olmak büyük olan çocukta bebeğe karşı “davetsiz misafir” fikri yerine “bizim bebeğimiz” fikrinin gelişmesine yardımcı olur. Bununla beraber çocuğu bebeğe yardımcı olmak için kendi aktivelerinden uzaklaşmaya zorlamak onun daha fazla kızgın ve kırgın olmasına neden olabilir.
- Aileler çocuklarının kıskançça duygularını kabullenebilmelidirler. “Bebek çok fazla vaktimi aldığı için kendini biraz kızgın hissediyorsun.” demek; “Küçük kardeşinden nefret ediyorsun, bu hiç hoş değil.” demekten çok daha etkilidir. Çocuklar hissettiklerinde haklıdırlar. Bazen bu duygular çocukların oyunlarında görülür. Evde ya da kreş ortamında çocuk “bu kötü bebek” diyebilir. Sonra da kızgın bir şekilde oyuncağını yere fırlatabilir ya da ona vurabilir. Bu kıskanç duygularının ifadesiyle ilgili sağlıklı bir yoldur. Aileler küçük bebeğin de aynı şekilde tehdit altında olabilecekleri gibi bir endişeye kapılmamalıdırlar. Çoğu 3-4 yaş çocuğu gerçek bebek ile oyuncak bebek arasındaki farkın ayırdına varmışlardır. Bu şekilde bir davranış gözlemleyen öğretmenler bu davranışı aile toplantılarında dile getirerek tartışmaya açabilirler. Bazı aileler ve öğretmenler birlikte çalışarak çocuklara yardımcı olabilirler.
- Çocukları mukayese etmek kıskançlığın büyümesine ve gelişmesine neden olan bir diğer faktördür. Öğretmenler veya aileler çocuklardan birinin diğerinden daha ağır, daha tatlı, daha temiz vb. olduğunu söylememelidir.
- Kardeşler arasındaki rekabeti desteklemek daha fazla kıskançlığa neden olabilir. “Kardeşini ellerini yıkaması için banyoya sokabilir misin?” demektense, “Her ikiniz de ellerinizi yıkadığınızda yemek için hazır olacak.” demek daha uygun olacaktır. “Kazan” fikrini aşılamak çocukların birbirlerini sevmeleri ve yardımlaşmaları hedefine hizmet etmez.
- Büyük çocuk arkadaşlarına ve sosyal aktivitelere katılmaya devam etmelidir. “Bebekten dolayı evde kalmalıyız.” demek tabi ki çocukta kırgınlık ve kızgınlık duygularının ortaya çıkmasına neden olacaktır. Hiçbir büyük çocuk yaşamını küçük kız veya erkek kardeşini bekleyerek geçirmek istemez.
- Büyük olan çocuk hala sevilip sevilmediği konusunda endişelidir ve bu endişelerinin giderilmesine ihtiyaç duyacaktır. Ana-babanın sevgilerini gösterebilmelerinin en güzel yolu her ikisinin de büyük çocukla birlikte vakit geçirmek için çaba sarf etmelidir. Öpmek, sarılmak, dokunmak da yardımcı olur. “Seni seviyorum.” demek önemlidir ama ailenin hareketleri bu sözlerle uyum içinde değilse çocuk inanmaz.
- Aileler unutmamalıdırlar ki her çocuk bir bireydir ve her birine aynı şekilde davranmak tabii ki olanaksızdır. Çoğu aile çocuklarının duygusal ihtiyaçlarını tanımlama ve buna bağlı diğer konularda oldukça hassastırlar. Çocuk farklılıklarının bilincindedirler ve çocuklar kendi kişiliklerini tanıyan yetişkinlere değer verirler.