Okul Öncesi Dönemde Dikkat Eksikliği ve Hipeaktivite Bozukluğu
Okul öncesi dönem dikkat eksikliği ve hiperkativite bozukluğuna dair belirtilerin ilk kez görülmesi ve erken müdahalede bulunulması halinde bireyin hayatında önemli bir yer kaplar. Bu dönemde, sıklıkla aşırı hareketlilik, dürtüsellik ve dikkat sorunları ile ilişkili olan agrasif davranışlar, öfke nöbetleri, karşı gelme davranışları, zayıf akran ilişkileri, konuşma gecikmesi ya da konuşma bozuklukları gibi sorunlar dikkate alınması gereken belirtiler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Okul öncesi dönemde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocukların ebeveynleri anaokulunda öğretmenin ilk sinyalleri şikayetler ile almaya başlarlar.
Anasınıfı öğretmenlerinin bu durumdaki gözlemleri genellikle benzer ve şu şekildedir;
- Diğer çocukların oyunlarını bozacak şekilde sürekli hareket halinde olduğu
- Uyku saatinde uyumaya direnç gösterdiği ( aileler de çoğu zaman uyku ile ilgili bir problemleri olduğunu ifade ederler)
- Uyumsuz davranışlar sergilediği
- Hikaye dinleme gibi aktivitelerde sessizce oturamadığı
- Yüksek enerji düzeyi ile sürekli hareketli ve gürültülü oyunlar oynamak istediği
- Oyuncak ve eşyalara zarar verebilecek riskli oyunları tercih ettiği
- Kaza geçirme, düşme ve ya yaralanmaya yol açacak şekilde oyun oynadığı
Aileler ve öğretmenlerin bu dönemde çocuğun güvenliğini sağlamak için diğer çocuklara nazaran daha çok enerji sarfetme ve tedbir alma ihtiyacı içerisinde olduğunu da görmekteyiz.
Okul Öncesi Dönemde aile kendi gözlemleri ya da öğetmenin yönlendirmesi ile yukarıda bahsedilen problemler sebebi ile bir yardım arayışına girdiklerinde ilk soruları nereden başlayacakları oluyor.
Bu yaş grubunda ilaç tedavisi ilk seçenek olmamaktadır.
Öncelikle psikolosyal yaklaşımlar ve davranışçı terapilerin uygulanması ve yeterli sonuç alınamaması halinde ilaç ile tedavi süreci başlatılması önerilmektedir.
Her iki durumda da ilerleme ancak okul, aile ve uzman işbirliği ile sağlanabilmektedir. Ailenin ve okulun başarı bir şekilde psikoeğitim alması halinde ilerlemenin çok daha kalıcı olduğu görülmektedir.